ÎBN ŞÂKİR’İN «TARİH»İNİN YİRMİNCİ CÜZÜNDE İBN TEYMİYYE HAKKINDA ZİKRETTİĞİ ŞEYLER

Plaats een reactie

Şimdi İbn Şâkir’in «Tarih»inin yirminci cüzünde dediği sözlere gelelim. Diyor ki: 705 yılının Receb ayının sekizinde, Beyaz Köşk’te Sultan Yardımcısı’nm huzurunda, kadılar ile fâkihlerden müteşekkil bir heyet kuruldu. Akidesi hususunda İbn Teymiyye sorguya çekildi. Akidesinden olan bazı hususları beyan etti. Sonra Vasıtiye adlı akide eseri mecliste okundu. Hakkında birçok mubahase vâki oldu.

Kitabın birçok bahisleri okunmak üzere ikinci bir toplantıya ertelendi. Daha sonra Receb aynım onikinci Cuma günü tekrar toplandılar. O mecliste Safiyüddin de hazır bulunuyordu. İbn Teymiyye ile kitabı hakkında müzakere ettikten sonra Kemâlüddin el-Zemlikânî’nin İbn Teymiyye ile münazara etmesine ittifak ederek hepsi de buna razı oldu.

MÜNAZARADA KEMALÜDDÎN’İN İBN TEYMİYYE’Yİ SUSTURMASI

Şüphesiz o mecliste Kemalüddin münazarada İbn Teymiyye’yi mağlûp etti ve öldürülmekten korktuğu için, kendisinin Şafii mezhebinden olduğuna ve İmam Şafiî’nin itikad ettiği şeyi itikad ettiğine dair hazır bulunanları tanık olarak gösterdi. Böylece kendisinden razı olup toplantıdakiler dağıldı. Fakat îbn Teymiyye’nin arkadaşları, o mecliste hocalarının haklı olduğunu ve hakkın kendisinde olduğunu halka açıkladılar. Dolayısıyle Kadı Celâlüddin el-Kazvinî’nin huzuruna onları ve şeyhleri olan îbn Teymiyye’yi çıkardılar.

[Ebu Hamid bin Merzuk, Bera’atü’l-Eş’ariyyîn, s.397-398]

İMAM AZAM(R.A) MÜDAFAASI:”İMAMİ EZVAİ(R.A) İMAMİ AZAMİN(R.A) VEFAT HABERİNE SEVİNDİMİ”..!?

Plaats een reactie

Bu başlık altında tabiinin büyük âlimlerinden Evzaî’ye, Ebû Hanîfe’nin ölüm haberi geldiğinde ne söylediği ile ilgili rivayeti ele alacağız.
İbn Rızk> İbn Selâm> Hasan b. Ali>Ebû Tevbe > Seleme İbn Külsüm. “Ebû Hanîfe’nin ölüm haberi Evzaî’ye geldiğinde, ‘elhamdülillah, o, İslamı adım adım tahrip ediyordu’, dedi.”(Hatîb, Tarih Bağdat, cilt 13, sayfa 398.)

SENEDİN İNCELENMESİ:
.
Senetteki İbn Rızk, hicri 412 yılında vefat etmiştir. İbn Selâm’ın ismi Ahmed b. Cafer’dir. Hicri 278 ile 365 yılları arasında yaşamıştır. Hatîb el-Bağdâdî, kendisinden kitabında hadis uyduran bir yalancı olarak bahsetmektedir.(Hatip,Tarihi Bağdat,cilt 4,sayfa 59)
Ebbâr’ın ismi, Ahmed b. Ali’dir. İbn Hazm, Ebbâr hakkında meçhuldür ifadesini kullanmıştır.(İbn Hacer, Lisânü’l-Mizân , cilt 1, sayfa 231.)
Seleme b. Külsüm ile ilgili olarak Darekutnî, “yanılması çok” demiştir.(Darekutnî, el-Ilel,sayfa 23; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, cilt 4,sayfa 136.)

Rivayetimiz senet açısından kabul edilebilecek durumda değildir. Çünkü senet içerisinde hadis uyduran, çok yanılan ve meçhul olan raviler bulunmaktadır. Buradan hareketle, Ebû Hanîfe’nin vefatı üzerine Evzai’nin söylediği iddia edilen ifadelerin sahih bir dayanağının olmadığını söyleyebiliriz. Evzai, Şam’ın fakihidir. Ebû Hanîfe ile aynı yıllarda biri Şam’da, diğeri Kufe’de yaşamışlardır. Birbirleriyle karşılaşılıncaya kadar Evzaî, Ebû Hanîfe hakkında menfi düşüncelere sahiptir. İki büyük âlim, Mekke’de karşılaşmışlardır.
İbnü’l-Mübârek’in söylediği bazı meseleleri müzakere ettiler. Ebû Hanîfe, bu meseleler hakkındaki görüşlerini açıklamıştır. Ayrıldıktan sonra Evzaî, Abdullah b. Mübârek’e (181/803), “doğrusu ben bu zatın ilminin çokluğuna, aklının üstünlüğüne hayran kaldım. Ona gıpta ettim. Allah’tan af dilerim, ben onun hakkında yanılıyormuşum. Sen ondan ayrılma. O, benim duyduklarımdan çok farklı demiştir.(el-Heytemi, İbn Hacer, Hayrâtü’l-Hısân, s.33)

Buradan, Evzaî’nin görüşme öncesi hayatında imam hakkında farklı düşündüğü ortaya çıkmaktadır. Daha önceki düşünceleri ve söyledikleri hakkında Allah’tan af diliyor. Bu kişinin, Ebû Hanîfe’nin vefat haberini duyduğunda rivayetimizde geçen ifadelerini kullanması mümkün değildir. Aktarmış olduğumuz rivayetin hem senet, hem de metin açısından kabul edilemeyeceğini göstermektedir.

Molla muhammed emin hatirasi

Plaats een reactie

Molla Muhammed Emin’in hatıralarından:
Birgün Şeyh Emced’in dersindeydik. kendisi ŞAFİİ ulemalarındandır. dedi ki:çıkmışlar ”bu hüküm şöyledir böyledir” peki soruyoruz neden böyledir eğer ve neden ulema bunu almadı?
derler ki: ”o hadis İMAM I HANEFİ VE İMAM I MALİK’e ulaşmamıştı.”
ŞEYH EMCED: Bu konu üzücü olduğu kadar da komiktir. Çünkü hayatında irab yapamayan biri kalkıyor 2 sene irab dersi alıyor ve SİBEVEYH’İ tenkid ediyor. Fıkıhta tek kelime bilmezlerken; kalkıp 2 sene üniversite okuyor ve tahassus (branş) olarak da fıkhın muasır muamelat bahsini seçerler ve onda hazırlarlar kendilerini. Sorarsın bana şunun hükmünü söyler misin? diye. der ki: benim branşım muasır muamelattır.
ŞEYH EMCED: AMMAR BN YASİR ile HZ ÖMER radiyallahu anhum; beraber giderlerken AMMAR ra cünub olur, fakat su yok ve EFENDİMİZ sav teyemmümü öğretir ona, o esnada da yanında HZ ÖMER ra vardı. Ama İBN MESUD İLE HZ ÖMER RA beraberlerken birgün yine cünupluk konusu hakkında konuşulur. İbn Mesud ra der ki: ya Ömer! sana ile Ammar’a Allah’ın Resulü sav ne buyurduysa onu yapın. Teyemmüm yapın. HZ ÖMER: ”ben hatırlamıyorum” buyuruyor.
Ve İBN MESUD ra, hz ÖMER ra hatırlamadı diye bu hadis i şerifi zayıflattı.

((( SİZ KİMSİNİZ VEHHABİKERLER HADİS İ ŞERİFLER HAKKINDA HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİNİZ HALDE ORTAYA BİR HADİS ATIP HÜKÜM VERİYORSUNUZ?))

ŞEYH EMCED: şimdi çıkmışlar bir hadis buluyorlar, tamam sahih hadis ama bu hadis i şerifin hükmünü insanlara anlattığın zaman ve fetva verdiğin zaman kaç tane hadis i şerifi (görmediğin) inkar etmiş oldun?
İmam ı Tirmizi ”İLEL” adlı eserinde: ‘not: bu eseri kendi hadis kitabından sonra yazıp oradaki kuralları dile getiriyor’ diyorki: benim bu kitabımdaki bütün hadisler fukehanın amel ittikleri hadistir. sadece iki hadis vardır ki: o hadisler her ne kadar sahih olsalar bile hiç bir alim bu hadislerle amel etmedi. Bu hadislerden biri:”EFENDİMİZ sav NORMAL BİRGÜNDE YAĞMUR VE YA SEFER SEBEBİ OLMADAN NAMAZLARI CEM ETMİŞTİR” Kardeşlerim bu hadis i şerif sahihtir ama ulema bu hadis i şerifle amel etmemişlerdir. neden?
HELE GİT İMAM I AZAM, İMAM I ŞAFİİ gibi ol ONLARIN FEHMİNE ULAŞ SONRA GEL DE Kİ BUNUN HÜKMÜ ŞUDUR ŞUNUN HÜKMÜ BUDUR.

ŞEYH EMCED: muamelat bahsinde geçen ‘hiyar ul meclis’ (yani iki kişi bir mecliste oturup alışveriş yapacaklar ve alışveriş gerçekleşir ama ikisi meclisi terketmemiş olmalarıyla beraber alışverişi bozabilirler) Şimdi bu konu hakkında İMAM I MALİK ve İMAM I EBU HANİFE fetva vermemişlerdir. yani o ikisi hiyar ul meclis olmaz demişlerdir. –>AHMAK<– ( onlar kendilerini biliyorlar) ÇIKIYOR DİYOR Kİ: HAYIR CAİZDİR HİYAR UL MECLİS… delilini ver dersin.
AHMAK: delilim şu hadistir: حَدَّثَنَا عَبْدُ اللهِ بْنُ يُوسُفَ ، أَخْبَرَنَا مَالِكٌ ، عَنْ نَافِعٍ ، عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ عُمَرَ ، رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ : الْمُتَبَايِعَانِ كُلُّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا بِالْخِيَارِ عَلَى صَاحِبِهِ مَا لَمْ يَتَفَرَّقَا إِلاَّ بَيْعَ الْخِيَارِ.
ŞİMDİ KARDEŞLER BU -> AHMAK <- KALKTI BÖYLE BİR DELİL VERDİ, KENDİSİNE SORDUĞUN VAKİT PEKİ MADEM BÖYLE BİR HADİS VAR VE HADİS KESİNLİKLE BİZ DE BİLİYORUZ SAHİHTİR. NEDEN İMAM I MALİK VE İMAM I EBU HANİFE CAİZ GÖRMEDİ?
AHMAK şöyle cevap verir: bu hadis BUHARİ’de geçiyor İMAM I MALİK VE İMAM I AZAM; imam ı buhariden önce yaşamışlardır ve İMAM I BUHARİNİN kitabını okumamışlar…
Doğrusu komedi bir durum 😀 neden mi? çünkü İMAM I BUHARİ bu hadis i şerifi zaten İMAM I MALİK tariki ile almıştır.
tarih: bugün ‘01.05.2012’