Ibn Teymiyye’nin Allahı Arş’ oturtması ve yaninda peygamberimize yer bırakması !!

Plaats een reactie

nehr mad
Ebu Hayyan el-Endülüsi “Nehr” adlı tefsir kitabında Allahü Teala’nın “Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır”(bakara 255) buyurduğu ayet-i celilenin manasındaki demecinin sureti:

Şüphesiz cağdaşımız Ahmed b. Teymiyye’nin kendi el yazısıyla yazdığı “Kitabü’l- Arş” adlı kitabinda şöyle görüp okudum:

“gercekten Allah, Kürsü üzerinde OTURUYOR, O’nunla beraber oturacak kadar bir yer de Resulullah’a(sav) bırakmıştır”. Bu kitabı meydana çıkarmak için, et-Tac Muhammed b. Ali b. Abdülhak şöyle bir yöntem kullanmıştır: Güya, kendisinin de bu hususta aynı fikirde olduğunu Ibn Teymiyye’ye açıklamış ve o şekilde elinden kitabi almış. Biz de bu konuyu oradan okuduk.

—————————

Bu keşf ez zunun adli eserin 2. cildi 1438.sayfasinda ve Beraat’ul Eşariyyin eserin 403-404. sayfadada gecmektedir.

Zahid el Kevseri:

“es_Seyf-us-Sakil” üzerine yaptığı tefsirinde(s. 85), Ez-Zahid el-Kevseri İbn Teymiyye’nin bu sözlerinin atlanmasının(söylenmemesinden bahsediyor) mantığını açıklayarak, şöyle söyledi:

es-Sa’de nin editörü, Printing House bana onu çok çirkin bulduğunu ve islam düşmanları onu kullanmasın diye metinden çıkardığını söyledi. Ondan sonra eksiğini telafi etmek için ve müslümanlara olan samimiyetinden dolayı, benden onu buraya kaydetmemi istedi

Albani ve senedleri bulamaması!(1)

Plaats een reactie

“Muhaddis” Albani’nin ilmi yoksunluğu(bu konuda insallah daha baska paylasimlarda yapacaz)

Şeyh Sekkaaf dedi: “İlginç ve şaşırtıcı olan şu ki, Şeyh Albani kendi ilminin yokluğuna rağmen bir başa ve ya dolayı yolla bir çok büyük hadis alimlerinden yanlış nakil yapmış ve ya tamamen hesaba katmamışdır.O kendini değişmez(mağlup edilemez) menba gibi gosteriyor ve hatta “lam aqifala sanadih” yani “ben ravi zincirini bulamadım” ve başka bu gibi sözler kullanarak büyük alimleri taklid ediyor. Hatta o, en iyi hadis hafızlarını bile dikkatsizlikle suçluyor,halbuki kendisi bu hal ile bilinir.
Şimdi dediklerimizi ispat için bir kaç örnek:

-(Sayfa. 20 no. 1)
Al-Albani “İrva el-Ğalil,6/251,no.1847″( Aliden nakliile ilgili): “ben hadisin senedini bulamadim”

Şeyh Sekkaf diyor: “Gülünc! Eğer el-Albani İslam alimi olsaydi,bilirdiki bu hadis “Sunen el-Behyaki,7/121″de buluna bilir:”Abu Seyyid ibn Ebi Amarahtan rivayet olunuyor,dediki Ebu Abbas Muhammed ibn Yakub bize dedi ki,Abdal Hamid dedi ki,Ebu Usame Sufyandan,Salma ibn Kahilden,Muaviye inb Soayddan duydum ki, şoyle dedi: “ben bunu babamin Aliden olan kitabinda buldum(r.a)”

-(Sayfa. 21 no. 2 )
Al-Albani ‘Irva al-Ğalil, 3/283’de diyor: Ibn Ömerin hadisi: Öpmek caizdir,’ senedini bulamadim”

Şeyh Sekkaf diyor:”bu tamamen yalniş fikirdir.Bu tabii ki, de Şeyh ibn Teymiyye el-Misriyah’ın Fetvasinda(3/295) bildiriliyor:” Harb dedi Ubeydullah bin Muaz bize dedi ki,babam bana Soayddan o da Cubeladan nakletdi ki,o Ibni Omer(Allah ondan razi olsun) soyle dedigini duydu:”öpmek caizdir . Bütün bu raviler Teymiyyeye gore guvenilirdir.

-(sayfa. 21 no. 3 )
Ibn Mesudun hadisi (r/a): “Kuran yer yüzüne 7 lehçede indirilmişdir. Her ayetin açık ve üstü kapalı manası vardır ve her bir yasak açıkca bildirilmişdir. ”

Albani “Mishkat ul-Masabih, 1/80 no. 238″in köntrolünde belirtiyor ki,Mishkatın yazarı bir çok hadisi sonuçlandırarken “şerhu us-sünneden rivayet olunur” sözlerini kullanıyor, lakin o İlim ve Fedail Kuran bölümlerini incelerken bunu bulamadığını söylüyor!

Şeyh Sekkaf dedi: “büyük alim konuşmuşdur!! Herzamanki gibi yanılmıştır. Ben bu dolandırıcıya şunu söylemek istiyorum. Eğer gerçekden bu hadisi bulmak istiyorsa aşağıdaki başliğa baksın: ‘Al-Khusama fi al-Kur’an’ Şerh-us-sünne’de (1/262),ve Ibn Hibbandan Sahih”inde (no. 74), Abu Ya’ala Musnad’inde (no.5403), Tahavi Şerh el-Muşkil el-Athar’de (4/172), Bezzar (3/90 Keşf al-Esrar) ve Heytemi Majmua’l-Zevaid”de bunu bildirmişler (7/152) ve Bezzar, Abu Ya’ala ve Tabarani al-Evsat”de ravilerin güvenilir olduğunu bildirmişler.”

[Şeyh Sekkaf-Tanâkuzâtü’l-Albânî el-Vâdihati fî ma Vaka’a fî Tashîhi’l-Ahadîsi ve Tad’îfiha min Ahta’in ve Galtatin]

Kıtlık anında hz Aişe’ye yapılan şikayet ve sonrası!(TEVESSÜL)

Plaats een reactie


İmâm Hafız Dârimî (v. 255/869), “Sünen” adlı eserinde “Allah’ın (celle celâluhû) Peygamberimize vefatından sonra verdikleri” başlığıyla açmış olduğu babta şöyle demiştir: “Ebû Nûman, Said b. Zeyd’ten, o, Amr b. Mâlik en-Nekri’den, o da Ebû’l-Cevza Evs b. Abdullah’tan şunu rivâyet etmiştir:

“Bir ara Medine’ye çok şiddetli bir kıtlık isabet etmişti. Herkes durumdan, Hazreti Âişe’ye şikâyetçi olmuşlardı. Bunun üzerine Hazreti Âişe: “Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in kabrine gidin ve gökyüzü ile arasında bir engel kalmayacak şekilde çatısına bir pencere açın” diye tâlimat vermişti. Gidip aynen dediğini yaptık. Akabinde otlar yetişip, hayvanlar semizleşinceye kadar yağmur yağmıştı. Hayvanlardan bol bol yağ temin ettiğimiz için bu seneyi “yağ veren yıl” olarak anmaya başlamıştık.”

[Dârimî,sayfa 277 no.93; İbnü’l-Cevzî, el-Vefa (1534); Darimî, es-Sünen I, 56; Suyutî, Hasâis, II, 280; Nebhanî, Huccetullah, s.1090; Zürkanî, Şerhu’l-Mevahib, VIII, 801; Zübeydî, Tacu’l-Arus, XIII, 388; İbn Esir, en-Nihâye, III, 409; Behcetü’l-Mehafil, II, 129; Aliyyu’l-Karî, Mirkat, X, 290; Mişkatu’l-Mesabih, (5950); Mevahibu’l-Leduniye, II, 365; Cem’ü’l-Fevaid, (2086); Şevahidu’l-Hak, s.160; İbn Teymiye, Ziyaretu’l-Kubur, s. 32; İbn Merzuk, Berâatu’l-Eşarî, s. 357; Gımarî, İrgam, s. 24; İsmail b. Mahfuz, Mesaf, s. 187; Elbanî, Tevessul, s.178.]

———————

Elbanî bu hadiste zayıf dediği Said b. Zeyd’in bulunduğu başka bir hadiste Said b. Zeyd’in hakkında şunları söylemiştir:
“Hadisin isnadı hasendir. Ravilerinden hepsi de güvenilirdir. Said b. Zeyd hakkında söz söylenmiştir. Ama bu, onun hadisini hasen derecesinden aşağı düşürmez. İbnü’l-Kayyim de hadisin isnadının ceyyid olduğunu söylemiştir.”
[Elbanî, İrvau’l-Galil, V, 338.]

Hafız b. Hacer “Takrib”de, hadisin râvîlerinden Ebû Said Zeyd ve Amr b. Mâlik için “Güvenilir ama vehimlidir” ifâdelerini kullanmıştır.
Hadis âlimleri, İbn Hacer’in “güvenilir ama vehimli” ifadesinin, râvînin zayıf değil de, güvenilir ve sika olduğuna delalet eden ifâdelerden olduğunu belirtmişlerdir. “Tedribü’r-Râvî” de böyle zikredilmiştir
Buharî, (et-Tarihu’l-Kebir, III. 472), İmam İcli (Tarihu’s-Sikât s;184), Ebû Cafer ed-Darimî, Ahmed b. Hanbel, Ebû Züra, İbn Hibbân, İbn Sa’d ve başkaları. Kim o başkaları? Mesela bazı sözde selefilerin sandığı gibi İbn Main onu zayıf değil, bizzat kendi eserinde Said b. Zeyd’i sika görmüştür[İbn Main, Tarih, II.199-Zehebî, Kaif I. 361]

Bu açık beyan karşısında Ukaylî’nin (v. 323/934) İbn Maîn onun hakkında “zayıftır” dediğine dair naklettiği bilgi[bkz: Duafâ, II, 105, 106] doğru olmasa gerekir. Eseri tahkik ederek neşreden Kal’acî da dip notta, Saîd b. Zeyd’in sika olduğunu, Nesaî dışındaki Kütüb-i Sitte müelliflerinin onun hadisleri tahriç ettiklerini söyler.

Elbani bu hadisi zayiflatma cabasindaki diger bir girisimide şöyledir:
Arîm diye bilinen Ebû’n-Nu’man Muhammed b. el-Fadl güvenilir bir ravi olsa da, ömrünün sonunda ihtilata uğramıştır. Bu haberi Darimî’nin ihtilat öncesi mi, sonrası mı, Arîm’den dinlediği bilinmemektedir.
[Elbanî, Tevessul, s. 140-141, Tercemesi s. 178-179.]

Hadisin senedinde adı geçen Ebû Nu’man, “Arim” lakaplı Muhammad b. Fazl olup, Buhârî’nin hocalarındandır. Hafız, “Takrib” adlı eserinde onun için: Sika/güvenilirdir. Fakat ömrünün sonlarına doğru bu hali değişmiştir” demektedir.

İbnu’s-Salah; Buharî ve Zühlî gibi muhaddislerin, Arîm’den aldıkları rivayetlerin ihtilattan öncesine aid olması gerektiğini laydetmektedir
[İbn Salah, Ulumu’l-Hadis, s. 356.]

Zehebî, İbn Hibbân’ın; “Arîm, ömrünün sonunda ihtilata uğradı ve ne rivayet ettiğini bilmeyecek kadar tegayyüre maruz kaldı. Bundan dolayı da, rivayetleri içinde çok sayıda münker hadis vardır…” şeklindeki sözlerini şöyle reddeder: “İbn Hibbân, ravi Arîm için hiçbir münker hadis gösterememiştir. Peki, nerede kaldı onun iddiası?!”
[Zehebî, Mizan, VI, 298; Leknevî, er-Re’fu ve’t-Tekmil, s. 279]

Zehebî, Ruvvatü’s-Sükati’l-Mutekellim’de der ki: “Arîm güvenilirdir, hüccettir. Sonradan ihtilata uğradı ise de, bunda zarar yoktur. Zira ihtilattan sonra söyledikleri bilinmiştir.”
[Zehebî, Ruvvatu’s-Sukati’l-Mutekellim, I, 162.]

Darakutnî ise: “Arîm’in ihtilatından sonra münker bir hadisi ortaya çıkmamıştır, o güvenilir bir ravidir”
[ Zehebî, Mizan, VI, 298; Tehzibu’t-Tehzib, IX, 358; Kitabu’l-Muhtelitin, I, 117; Zehebî, Tezkiratu’l-Huffaz, I, 301; Ebû Abdullah es-Salihî, et-Tabâkat, II, 35.]

el-A’laî de, İbn Hibbân’ın, Arîm hakkındaki sözlerine şöyle itiraz eder; “…Bu haddi aşmak ve aşırı gitmektir! Buharî, Ahmed b. Hanbel, Abd b. Humeyd ve birçok insan Arim’den hadis rivayet etmiş, Müslim onunla huccet getirmiştir. Darakutnî’nin; “İhtilatından sonra Arîm’in münker hadisi çıkmamıştır. O güvenilirdir” demesi, İbn Hibbân’ın sözünü reddetmektedir.”
[el-Alaî, Kitabu’l-Muhtelitin, I, 117.]

Kaldı ki Elbanî, hakkında ihtilaf edilen (muhtelifun fih) bir ravinin bulunduğu bir hadis için: “Hasen olması muhtemeldir’ diyebilmektedir
[Silsiletü’l-Ehadisi’s-Sahiha, IV, 354. senedi hakkında ihtilaf edilen İsa b. Cariye’nin bulunduğu hadis için aynı ifadeyi kulanır.]

Buyuk alim Meragi diyorki: Medineliler kitlik oldugu zaman kabri serifin bir tarafindan bir delik acmayi adet edindiler.

Buna ilavet Semhudi diyorki: Bugun bile boyle bir seyle karsilastiklari zaman,turbenin mubarek yüzü tarafina gelen kapisini acarlar ve orada toplanirlar.
[zeyni dehlan,degerli inciler, sayfa 62-63]

Bazıları bu rivayetin Hz. Ayşe -radıyallâhu anhâ-’ya kadar gelen ama Peygamberimize kadar dayanağı olmayan ‘mevkuf’ bir rivayet olduğunu iddia etmişlerdir. Bu rivayette anlatılanlar, Hz. Ayşe -radıyallâhu anhâ-’nın kendi görüşü olsa bile şu bilinmelidir ki Hz. Ayşe -radıyallâhu anhâ- alim olmasıyla şöhret bulmuş biridir. Bunun yanında söylediği bu amelin sahabenin diğer büyük âlimleri önünde gerçekleştirmiş olmalıdır. Bu rivayet ‘Mevkuf’ kabul edilse bile Hz. Ayşe, Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-’in vefatından sonra bile ümmetine acıyarak onlara şefaat ettiğini, kabrini ziyaret edip ondan şefaat isteyene şefaat edeceğini, uygulayarak bizlere göstermiştir. Bu delili burada görebilmek bizim için fazlasıyla yeterlidir.
Milleti küfür ve sapkınlıkla itham etme meraklılarının yaygaralarına bakacak olsak, Hz. Ayşe -radıyallâhu anhâ-’nın bu hareketini şirk olarak kabul etmek gerekecektir ki bu asla mümkün değildir. Zira ne Hz. Ayşe, ne de bu hadiseye şahit olan diğer sahabiler şirki bilmeyen insanlar değillerdi.[Mefahim]

PEYGAMBERLER MEZARLARINDA DİRİDİRLER…!

Plaats een reactie

Hamd Allaha Salat ve Selam Resulune(s.a.s),Ehli Beytine(a.s) ve Şerefli sahabilerine(r.a) olsun

Sevgili kardeşlerimiz,Vehhabilerin içerisinde saygin şeyhlerinden El Albani “Silsilet el Hadis Sahihah” isimli kitabinda şöyle bir hadise yer vermektedir:

“Enes Bin Malik(r.a) nakletdi ki,Allah Rasülü(s.a.s) dedi:”Peygamberler mezarlarinda diridirler ve ibadet ederler”

(Silsilet el Hadis Sahihah,cilt 2,sayfa 187,hadis numarasi 621,El Marifiln Nesr yayinevi,Riyad)

VEHHABİ EL ALBANİNİN KİBRİ…!

Plaats een reactie


Hamd Allaha,Salat ve selam onun Resulune(s.a.s),Ehli Beytine(a.s) ve şerefli sahabilerine(r.a) olsun!

Değerli kardeşlerimiz,Vehhabiler nezdinde yüksek bir makama sahip Albaninin ne kadar kibirli olduğunu kendi kitaplarindan size sunacağiz.Gördüğünüz resim El Albaninin fetvalarinin toplandiği “Fetavai Albani” isimli kitabin 524-cü sayfasidir.Bu sayfada şu sözler geçiyor:

“Eğer ben Buharideki bir hadisin zayif olduğuna hüküm vermişsem, bu doğrudur ve böyle kabul edilmelidir.Birçok sebepten ötrü asla inkar edilmesi mümkün değildir ”

Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (Nisa, 4/36)

Imam Malik(ra) Allah semada ilmi ise her yerdedir sözünun analizi!!

Plaats een reactie

Half Ibn Ibrahim El Maliki ,Muhammed ibn Abdullah ibn Hayvayh An-Naysaburiden,o Ibrahim ibn Cumeylden,o Abdullah ibn Ahmed ibn Hanbəlden diyorki,Babam bana(İmam Ahmed(r.a)) Süreyc İbn En Numan Abdullah İbn Nafiden Nakletdi ki,”Imam Malik dedi,Allah semada ilmi ise her yerdedir”(Risalet at vafiyah) tercümə eden Vehhabi Abu Enes Er Raşidi ravilerin sağlam raviler olduğunu söylüyor çünki,bu hadise Abdullah İbn Ahmedin“Sünnen”inde,Ebu Davud “Mesailde” sayfa 263,El Lekai “Şerhul itikad”inda sayfa 673,İbnu Abdulbarr “Et Tehmidinde” cilt 7 sayfa 138(hepsi Ahmed İbni Hanbel yolu ile) ve Şeyh Albani “Al Uluv” sayfa 140-da bahs edilmişdir(Dar Al Beşire)
Bu iddianin asilsiz olduğunu ravlerin zayif raviler olduğunu kaynaklar işiğinda ortaya koyalim

RAVİLERE YENİDEN BAKALİM:

Süreyc İbni Ebu Numan:

imam Ibni Hacer El Askalani(takrib 2218)-de Onun rivayetleri zayif idi buyuruyor.

Abdullah Ibni Nafi es Saik:

Onun hafizasi zayif idi(Hafiz İbni Hacer El Askalani,Takrib,3659)

El Bedra şöyle dedi:Ben Ebu Zuraha Abdullah İbni Nafi hakkinda bahsetdiyimde kizdiğini hissetdim( Mu’asassat Ar-Risalah’s,3609)

İmam Buhari:Onun Ezberi kusurlu idi(Tarih Es Sağir 278/5)

Imam Hibban:O, hadisi kendi ezberinden söyledikde yaniliyor(Et Tikat)

İmam Es Sici: zayif ravidir(Sualaat Es Sicilil Hakim,sayfa 188)

Hafiz İbni Adi:Abdullah ibni Nafi İmam Malikten doğru olmayan şeyler rivayet ediyor(El Kamil sayfa 1556)

Ebu Talib naklediyor ki,İmam Ahmed bin Hanbel dedi:”O,güçlü ravi deyil ve fikir ehlidir”(El Mizan El Zehebi,sayfa 178)

El Bərdai naklediyor ki,Ebu Zurah dedi:”O,bana münker olan hadisler naklediyor“(Tahdib El Kemal,sayfa 375)

Vehhabi Albani çelişkiye düşerek “Silsile el zaifa(2:231-232)”- ve “Al-Uluv(sayfa 397,nom 708)” kitaplarnda bu ravnin zayif ravi sayildiğini bildiriyor.

İmam Ahmedin Müsnedinde
حدثنا سريج بن النعمان حدثنا عبد الله بن نافع عن ابن أبي ذئب عن ابن أخي جابر بن عبد الله عن جابر بن عبد الله قال

Süreyc En Numan Abdullah bin Nafidən….

Ebu Davudda ise,
حدثنا أحمد بن صالح قال قرأت على عبد الله بن نافع قال أخبرني ابن أبي ذئب عن ابن أخي جابر بن عبد الله عن جابر بن عبد الله قال

Ahmed İbn Salih Abdullah bin Nafiden…

ifadeleri geçmektedir ve her ikisinde de ravi zinciri Abdullah Bin Nafiye bağlidir ki,bu ravi zayifdir.Bu Hadis sahih isnadla rivayet edilmemiştir ve delil hükmü teşkil edemez

Vehhabilerin itirafi ve bu itirafla akidelerine vurduklari darbe!!

Plaats een reactie

Değerli kardeşlerimiz,Vehhabilerin akidelerinin yanlişliğini sahih kaynaklar işiğinda belgelemeye devam ediyoruz.Kendilerinin sihhatini kabul etmek zorunda kaldiklari hadisin kendi akidelerine nasil darbe vurduğuna kendiniz şahit olacaksiniz.

:وعن أبي هريرة قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول

.”والذي نفس أبي القاسم بيده، لينزلن عيسى بن مريم إماما مقسطا وحكما عدلا، فليكسرن الصليب، ويقتلن الخنزير، وليصلحن ذات البين، وليذهبن الشحناء وليعرضن المال فلا يقبله أحد، ثم لئن قام “على قبري فقال: يا محمد، لأجبته

Ebu Hüreyre rivayət ediyor ki:Peygamberden(s.a.s) böyle duydum: Ebül-Kasimin canı elinde olana and olsun, İsa ibn Meryem adaletli və bilgili haliffe olarak zühur edecek. O, haçı mahv edecek, domuzları öldürecek, fikir ayriliklarini(mezhepleri) ve tepkileri aradan kaldıracak. Ona para teklif edilecek, ama o kabul etməyecek. Sonra İsa (a.s) benim mezarımın yanında dayanacak ve diyecek: “YA MUHAMMED!” ben de ona cevap vereceğim.

(Müsned Ebu Yala, c.11, s.462, №6584)

İbni Hacer El Heysemi diyor ki:
.قلت: هو في الصحيح باختصار

.رواه أبو يعلى ورجاله رجال الصحيح

(Bu hadisi) Ebu Yalə rivayət etmişdir, ricalları Sahihin ricallarıdır.

(Hafiz Heysemi, Mecmeuz-Zevaid, c.8, s.144 (387), №13813)

Bu kitabdakı rivayetlərin senedlerini tahkik eden vehhabi mühaddis Hüseyn Salim Esed senedinin SAHİH olduğunu kaydetmişdir.

Ayni zamanda, bu hadisi İbn Hacer el-Askalani kendisinin “Metalibul-Aliye” kitabında rivayət etmiş ve sihhati hakkinda sükut etmişdir.
(İbn Hacer el-Askalani, Metalibul-aliye, c.13, s.13, №4628)

Sad b. Nasir eş-Şezeri diyor ki:

Hadis sahihdir, ravileri sikadir

Digər bir Ehli-sünnet alimi ed-Diye el-Makdisi de kendisinin “Tuhfetul-Makdisiyye” kitabında bu hadisi nakletmişdir:
Və hədisden sonra diyor ki:
أخرجه أبو يعلى في مسنده (4/1552) بإسناد جيد.

Ebu Yala kendi “Müsned”inde rivayət etmişdir, senedi ceyyiddir (güclüdür).

(el-Makdisi, Tuhfetul-Makdisi, c.1, s.52)

Vehhabilerin Şeyhlerinden Albani hadisi kaydetdikdən sonra itiraf ederek yazıyor:

سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم : فذكره . قلت : و هذا إسناد جيد رجاله كلهم ثقات رجال الشيخين غير أبي صخر – و هو حميد ابن زياد الخراط – فمن رجال مسلم وحده

Hadisin senedi ceyyiddir (güclüdür), bütün ravileri sağlamdir, (ayni zamanda)sahiheynin (Buhari ve Müslimin) ravileridir. Ebu Sahr – o, Humeyd b. Ziyad el-Harraşidir, yalniz Müslimin ravisidir.

(Silsilet el-ehadis es-Sahiha, c. 6, s. 236)

ayni zamanda hadisin sahih olduğunu (Silsilet el-ehadis es-Sahiha, c. 6, s. 524 ) bildirmiştir

Şimdi sormak istiyoruz,Ey Vehhabiler İsa(a.s) size göre (haşa) Müşrikmi oldu?!!!!???

Vehhabilerin Süneni Tirmizi TAHRIFI!!

Plaats een reactie


2890 – حدثنا محمد بن عبد الملك بن أبي الشوارب حدثنا يحيى بن عمرو بن مالك النكري عن أبيه عن أبي الجوزاء عن ابن عباس قال ضرب بعض أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم خباءه على قبر وهو لا يحسب أنه قبر فإذا فيه إنسان يقرأ سورة تبارك الذي بيده الملك حتى ختمها فأتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله إني ضربت خبائي على قبر وأنا لا أحسب أنه قبر فإذا فيه إنسان يقرأ سورة تبارك الملك حتى ختمها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هي المانعة هي المنجية تنجيه من عذاب القبر قال أبو عيسى هذا حديث حسن غريب من هذا الوجه وفي الباب عن أبي هريرة

MuhəmmEd ibn Abdül Malik ibn Ebiş-Şevarib – Yahya ibn Amr ibn Malik en-Nukri – babasindan – Ebil Ceuze – İbn Abbas (r.a.)

Peygamberin (s) ashabından biri kabir olduğunu bilmediyi bir kabrin üzerinde çadırını kurmuşdu. Birden kabirdeki adamın Mülk suresini sona kadar okuduğunu duydu. Buna sebeble de o, Peygamberin (s) yanına gelerek: “Ey Allahın Resulu! Kabir olduğunu bilmediyim bir yerde çadır kurmuşdum. Birden orada uyuyan adamın Mülk suresini sonuna kadar okuduğunu duydum… Buna cevab olarak Resulallah (s) dedi: Bu sure kurtarici ve engelleyicidir, onu okuyani kabir azabindan korur.

İmam Tirmizi(r.a) diyor ki: bu hadis Hasendir. Bu konuda Ebu Hüreyreden(r.a) de hadis nakledilmişdir.

Aşağıda gördüyünüz ise vehhabi nəşriyyati olan “Dar es-Selam” neşriyyatında neşrolunmuş “Sünen Tirmizi” kitabının 227-ci sayfasidir.

Gördüyünüz gibi onlar hadisin tercümesini tahrif ederek (arap dilinde olan) “Birden orada uyuyan adamın Mülk suresini sonuna kadar okuduğunu duydum…” yerine (ingiliz diline tercümede) “Ben kabrde adam olduğunu anladım ve Mülk suresini sona kadar okudum.” olarak deyişdirmişlerdir.

peki bunu neden yapmişlardir?çünki hadis onlarin batil akidelerine güçlü bir darbe indirmektedir

Israil dostu vehhabiler!

Plaats een reactie


Sevgili okuyucularimiz,gerçekte vehhabiliyin İslamin kalbine saplanmiş bir hançer olduğunu,kimlerin eliyle hangi maksatlar için kullanildiğini tüm delilleriyle paylaşmağa devam ediyoruz.Resimde gördüğünüz sayfa Vehhabi El-Albanin fetvalarinin toplandiği “Fetavai El-Albani” kitabinin 18-ci sayfasidir.Sayfada aynen şöyle söylüyor:”Darul Harp olduğu için Filistinliler Filistini terk etmelidir.Filistinlilerin Filistinde kalmasi küfrdür”.7/7/93-tarihli “El-Liva” isimli gazeteye verdiği röpörtajda Filistinliler nereye gitmeli diye sorulduğunda Sudana gitsinler Sudan onlari kabul eder diye cevap vermişti..
Filistinin özgürlük mücadelesine kendi çirkinliklerini bulaştirarak onlara manevi darbe vurmağa çalişan vehhabi zihniyyetinin gerçekte kimlere hizmet etdiyini kendi dilleri ile beyan etmekdedirler. Haritaya baktiğinizda İsrailin arkasinda Amerikayi değil Suudi Arabasitani görürsünüz