Şafii imamlar’ından Şeyhülislam İbn Hacer el Heytemi’nin İmam Azam hakkında ki yazdığı Fıkhın Sultanı adındaki eserden alıntılar:

Hatip el-Bağdadi’nin Şafii hazretlerinden rivayet ettiğine göre İmam Malik hazretlerine, “İmam Ebu Hanife hazretlerini nasıl gördünüz ?” denildiğinde, “Evet. Öyle bir zat gördüm ki eğer mesela bu direğin altın olduğuna inansaydı, ona kesin bir delil getirmekten aciz kalmazdı” diye cevap vermiştir”

Başka bir rivayette bir zat, meşhur kimselerin çoğunu İmam Malik hazretlerine sormuş ve sözünün sonunda, “Ebu Hanife hazretleri için ne buyurursunuz?” deyince o da,”Subhanellah, onu başkalarıyla kıyaslamak mümkün müdür? Tallahi, ben ömrüm boyunca Ebu Hanife hazretlerinin benzerini görmüş değilim. Şu mescidin direğinin altın olduğunu iddia etseydi, iddiasının doğruluğunu için kabul edilir bir kıyas delili getirebilirdi”demiştir. Abdullah b. Mubarek dedi ki : Bir gün İmam Malik, ona layık gördüğü üstün hürmeti gösterip onu baş köşeye oturttu. O ayrildiktan sonra bize, “bu zat Ebu Hanife denilen Nu’man b. Sabir hazretleridir. Şu direk altındır dese gerçekten dediği gibi çıkar. Fıkıh ilminin en ince meselelerine dair hükümler çıkarmak, kendisine çok kolay kılınmıştır. Herkesin şaşırdığı meselelerde hiç zamet çekmeden doğru hükme ulaşır” dedi.

Daha sonra Sufyan-ı Sevri hazretleri geldi; ancak Ebu Hanife hazretlerinin oturduğu yere onu oturtmadı. Oda o meclisten ayrılınca onunda fakihliği ve faziletlerini anlattı. Talebelerinden Harmele’nin(Harmele b.Yahya et-Tuçibi el-Mısrı: Ebu Hafs künyesiyle anılır. İmam Şafii hazretlerinin dostlarının büyüklerindendir. Tuçib, müzarı sigasıyla kabile ismidir) rivayetinde İmam Şafii hazretleri,  “Fıkıh ilminde derinleşmek isteyen kişiler, Ebu hanife hazretlerinin sohbetlerne katılmalıdır. Çünki söz konusu ilim, ona kolay kılınmıştır”demiş; Rebi(Rebi b Süleyman el-Muradı el-Mısrı de İmam Şafii hazretlerinin önde gelen dostlarından olup onun telif ettiği eserleri rivayet etmekle meşhurdur. Hadis ilmi imamlarındandır. Dört Sünen sahibi ve diğer hadis alimleri kendisinden hadis rivayetleri almışlardır. İrtihali 270’te(884) vuku bulmuştur) rivayetinde “insanlar fıkıhta Ebu Hanife hazretlerinin çocuklarıdır” dedikten sonra, “Mâ raeytü ehaden efkahu minhu” buyurmuştur ki, “Ondann daha çok fıkıh ilmine aşina bir kimse bilmiyorum” demektir. Burada “raeytü”(görmedim), “alımtu”(bilmiyorum) manasındadır; “edrektu”(idrak etmedim,anlayamadım) değil. Çünki İmam Şafii, İmam Azam hazretlerine yetişmiş değildir. Bunun gibi İmam Şafii’nin, “Ebu Hanife hazretlerinin kitaplarını mütaala etmeyen kimse fıkıh ilminde derinleşemez” dediği rivayet edilmiştir.